DEĞERLI PAYDAŞLARIMIZ,
Küresel ekonomi 2014 yılında öngörülerin altında bir büyüme
performansı sergilemiştir. Jeopolitik riskler, ABD Merkez
Bankası’nın (FED) uygulamış olduğu politikalar, ABD ve AB’nin
Rusya’ya uyguladıkları yaptırımlar, Japonya’nın resesyondan
çıkamaması ve Çin ekonomisinin yavaşlama sinyalleri söz
konusu düşük performansın nedenleri olarak sıralanabilir.
ABD ekonomisi 2014 yılı üçüncü çeyreğinde çeyreklik bazda %5
büyüyerek 2003 yılı üçüncü çeyreğinden bu yana görülen en
hızlı büyümesini kaydetmiştir. ABD Merkez Bankası (FED), 2013
yılında aldığı kararları uygulamaya koyarak varlık alım programını
2014 yılı Ekim ayında sonlandırmıştır. Ayrıca FED, 2014 yılı 16-
17 Aralık tarihlerinde gerçekleştirdiği toplantısında ise politika
faiz oranını değiştirmemiş, para politikasındaki normalleşme
sürecinde sabırlı bir tutum sergileyeceğini belirterek ekonomik
verilere göre hareket edeceği vurgusunu yapmıştır.
2014 yılı resesyon, deflasyon riski ve işsizlik gibi birçok sorunla
karşı karşıya olan Euro Bölgesi için çok zorlu bir yıldı. Söz
konusu makroekonomik sorunların yanı sıra, Rusya ve Ukrayna
arasında yaşanan jeopolitik krizin ve Rusya’ya uygulanan
ekonomik yaptırımların da Euro Bölgesi’ne olumsuz yansımaları
oldu. Bu nedenlerden dolayı Avrupa Merkez Bankası (ECB) bu
dönemde de genişleyici para politikasını uygulamaya devam
etmek zorunda kaldı. Enflasyonun ivme kaybetmesi, petrol ve
enerji fiyatlarındaki gerileme, işsizliğin hala yüksek seviyelerde
seyretmesi ve büyüme oranının çok düşük olması gibi sebepler
nedeniyle Avrupa Merkez Bankası ekonomik aktiviteyi
desteklemek amacıyla “Hedefi Uzun Vadeli Refinansman
Operasyonları (TLTRO)” düzenledi. Ayrıca, ECB 2014 yılı Eylül
ayında, politika faiz oranını %0,05 ile tarihi düşük seviyelere
indirirken mevduat faizini -%0,2’ye düşürdü. Ancak bütün
bu çabalara rağmen iç tüketimde canlılık sağlanamamış ve
deflasyon riski devam etmiştir.
2014 yılında Japonya Merkez Bankası (BoJ) de genişleyici para
politikası uygulamaya devam etti. Pozitif büyüme beklentilerinin
aksine, çeyreksel bazda yılın ikinci çeyreğinde %1,7 ve yılın
üçüncü çeyreğinde %0,5 daralan Japon ekonomisi, üst üste iki
çeyrek küçülme yaşayarak teknik olarak resesyona girdi. Ancak
son gelen dördüncü çeyrek büyümesi Japonya’nın resesyondan
çıktığını gösterdi. Japonya ekonomisinin daralmasında;
ihracatın zayıflaması ve Nisan ayında yapılan ilk satış vergisinin
artırılmasının iç tüketimi olumsuz etkilemesi önemli rol
oynamıştır.
Küresel ekonominin büyüme performansını oldukça etkileyen
diğer bir ekonomi olan Çin’de ise ülke merkez bankasının
ekonomik aktivitedeki zayıflamaya önlem olarak 21 Kasım’da
sürpriz bir şekilde faiz oranlarını düşürmesi yıl boyunca
ekonomisine ilişkin tedirginliklerin devam ettiğinin bir göstergesi
olmuştur. Çin’in 2014 yılının üçüncü çeyreğinde %7,3 ile 2009
yılının ilk çeyreğinden bu yana çeyreksel bazda en düşük yıllık
büyümesini kaydetmiş olmasının küresel büyüme üzerinde aşağı
yönlü risk oluşturduğunu düşünüyorum.
Yurt dışındaki bu olumsuzluklara rağmen, ilk dokuz aylık
dönemde Türkiye ekonomisi ise %2,8 oranında büyüme
kaydetti. Büyümeye en yüksek katkıyı ihracat kalemi sağlamıştır.
Euro Bölgesi’nde yaşanan krizle birlikte ihracat üzerinde
aşağı yönlü baskı oluşmaması için alınan yerinde tedbirler ve
uygulanan dış ticaret ortaklarının çeşitlendirilmesi stratejisi
olumlu sonuçlarını bu dönemde de vermeyi sürdürmüştür.
İhracat kaleminde yaşanan artış dış ticaret açığında da belirgin
bir toparlanma yaşanmasını sağlamıştır. Dış ticarette yaşanan
toparlanmanın desteği ile cari açıkta istikrarlı bir şekilde daralma
yaşanmıştır.
Bu dönemde Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü 1.994
milyar TL’ye yükselmiştir. Aktifin büyük bir bölümünü fonlayan
mevduatın fon kaynakları içerisindeki payı bu yıl da azalmaya
devam etmiş ve mevduatın pasif içerisindeki payı %52,8
seviyesinde gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, mevduat dışı
kaynakların pasifin maliyetini düşürmek ve vadesini uzatmak
adına öneminin giderek arttığı görülmektedir. Önümüzdeki
dönemde de bu trendin devam edeceğini ve sektörün güçlü
yapısını koruyarak yurt dışından kaynak temin etme konusunda
sıkıntı yaşamayacağı kanaatindeyim.
Sektörde bu gelişmeler yaşanırken VakıfBank olarak 2014
yılında bir önceki yıla göre %16,77 oranında artış gösteren aktif
büyüklüğümüzü 158,2 milyar TL’ye çıkararak ülke ekonomisine
olan katkımızı sürdürdük. Yine bu dönemde bireysel kredilerimizi
bir önceki yıla göre %7,75 oranında artırarak 32,9 milyar TL’ye,
ticari kredilerimizi ise %27,65 oranında artırarak 71,5 milyar
TL’ye ulaştırdık.
Aktiflerimizin %57,99’unu fonlayan mevduatımız, mevduat
artışına yönelik sürdürülen etkin stratejiler ve geniş şube ağı
sayesinde 2014 yılında da güçlü yapısını korumuştur. Toplam
mevduatımız 2013 yılına göre %12,54 oranında artarak 91,8
milyar TL’ye ulaşmıştır. Bankamız artan rekabet koşullarında
hızla genişleyen şube ağı, üstün hizmet kalitesi ve yüksek
müşteri memnuniyeti anlayışıyla mevduatın tabana yayılması
ve maliyet odaklı kaynak yönetimi politikalarına 2015 yılında
da devam edecek ve mevduattaki istikrarlı artış eğilimini
koruyacaktır.
Bu dönemde herhangi bir varlık satışı veya aktiften silme
yapılmamasına rağmen takibe aktarımların azalması ve geçen
yıldan yüksek miktarda tahsilat yapılması nedeniyle takibe
dönüşüm oranımız gerilemeye devam etmiştir. Ayrıca Bankamız
aktif kalitesinde sürdürdüğü düzelme ile sektörden olumlu bir
biçimde ayrışmıştır.
2014 yılında gösterdiğimiz yüksek performans ile Banka
olarak kârımızı %10,58 oranında artırarak 1.753 milyon TL’ye
ulaştırmayı başardık. Geçmişe baktığımda birçok ilke imza atmış
büyük bir Banka görmenin verdiği haklı özgüvenle Bankamızın;
vakıf kültüründen aldığı güç, gayretli çalışanlarının emekleri ve
müşterilerinin güveni sayesinde önümüzdeki dönemlerde daha
büyük başarılara imza atacağına inanıyorum.
Bu vesileyle; 2014 yılındaki başarılarımızda pay sahibi
olan müşterilerimize, çalışanlarımıza, hissedarlarımıza,
yatırımcılarımıza ve diğer tüm sosyal paydaşlarımıza Bankamız
adına teşekkürlerimi sunarım.
Saygılarımla,
Ramazan Gündüz
Yönetim Kurulu Başkanı
%4,2
(PAZAR PAYI)
VakıfBank kredi kartı
pazar payı 2014 yılsonu
itibarıyla %4,2 olarak
gerçekleşmiştir.
VAKIFBANK
2014 FAALİYET RAPORU
21




