Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  66 / 328 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 66 / 328 Next Page
Page Background

YÖNETİM VE KURUMSAL YÖNETİM UYGULAMALARI

66

ÖZET YÖNETİM KURULU

RAPORU

DEĞERLI HISSEDARLARIMIZ,

Küresel finans krizinin ardından ekonomilerinin

toparlanması için ABD, Avrupa ve Japonya gibi gelişmiş

ülkeler genişletici para politikaları uygulamıştır. 2014

yılında ise gelişmiş ülke merkez bankaları para politikaları

konusunda ayrışmıştır. ABD ekonomisi 2014 yılı üçüncü

çeyreğinde çeyreklik bazda %5 büyüyerek 2003 yılı

üçüncü çeyreğinden bu yana görülen en hızlı büyümesini

kaydetmiştir. ABD ekonomisinde yaşanan ölçülü büyüme

ile birlikte iyileşme gösteren istihdam piyasası ve

enflasyonda gözlenen ılımlı artışın etkisiyle ABD Merkez

Bankası (FED), 2012 yılı Eylül ayında başlattığı niceliksel

genişleme programını 29 Ekim 2014 tarihinde sonlandırma

kararı almıştır.

Euro Bölgesi’nin 2014 yılı üçüncü çeyreğinde çeyreklik

bazda %0,2 oranında beklentilerin bir miktar üzerinde

büyümesi piyasalar tarafından olumlu bir gelişme

olarak algılansa da büyüme üzerindeki riskler devam

etmektedir. Bu dönemde uzun süredir düşük enflasyon

ve yüksek işsizlik ile mücadele eden Avrupa Merkez

Bankası (ECB), ekonomik aktiviteyi desteklemeye

yönelik genişletici para politikalarına devam etmiştir.

2014 yılı Eylül ayında yapılan toplantıda Avrupa Merkez

Bankası (ECB), politika faiz oranını %0,15’ten %0,05’e,

mevduat faizini ise -%0,10’dan -%0,20’ye indirme kararı

almıştır. Ayrıca Euro Bölgesi’nde enflasyonun hala düşük

seviyelerde seyrediyor olması ECB’nin Hedefli Uzun Vadeli

Refinansman Operasyonu’nu (TLTRO) hayata geçirmesine

sebep olmuştur. ECB, bankalara daha fazla kredi vermek

ve ekonomiyi canlandırmak amacıyla 21 Aralık tarihinde ilk

defa varlığa dayalı menkul kıymet alımına da başlamıştır.

Ayrıca, ECB piyasaya sağlayacağı likiditenin yetersiz

kalması durumunda ise varlık alım programının kapsamına

devlet tahvillerinin dahil edilmesinin de mümkün

olabileceğini belirtmiştir.

Japonya Merkez Bankası (BoJ) da deflasyonla mücadele

için genişletici para politikası uygulamayı sürdürmüştür.

Bu dönemde daralan Japonya, iki çeyrek üst üste daraldığı

için teknik olarak resesyona girmiş olup dördüncü çeyrekte

yıllık bazda %2,2 büyüyerek resesyondan çıkmıştır. 2009

yılının ilk çeyreğinden bu yana çeyreksel bazda en düşük

yıllık büyümesini gerçekleştiren Çin ekonomisi de küresel

büyüme üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır.

Dünyada resesyon ve işsizlik hala büyük bir sorun iken yılın

ilk çeyreğinde %4,8, ikinci çeyreğinde ise %2,2 oranında

büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi, 2014 yılının ilk

dokuz aylık döneminde 2013 yılının aynı dönemine

göre reel olarak %2,8 oranında büyümüştür. Büyümeye

en yüksek katkıyı ihracat kalemi sağlamıştır. İhracat

kaleminde yaşanan artış, altın ithalatındaki azalma ve yurt

içi talebin 2013 yılına göre zayıf olması dış ticaret açığında

belirgin bir toparlanma yaşanmasına neden olmuştur. Dış

ticarette yaşanan toparlanmanın desteği ile cari açıkta da

istikrarlı bir daralma yaşanmıştır. Böylece geçtiğimiz yıl

65 milyar ABD doları olan cari işlemler açığı 2014 yılında

%29,1 oranında azalarak 45,8 milyar ABD doları seviyesine

gerilemiştir. 2014 yılında gıda fiyatları ve döviz kurundaki

gelişmeler nedeniyle enflasyon nispeten yüksek bir seyir

izlemiştir. Ancak olumlu konjonktürün devam etmesi ile

birlikte 2014 yılı Aralık ayında enflasyon Kasım ayındaki

%9,15 seviyesinden sert bir düşüşle %8,17 seviyesine

gerilemiştir.