Dünyada ve Türkiye’de 2021

2021 YILI, KORONAVİRÜSE KARŞI GELİŞTİRİLEN AŞILARIN UYGULANMAYA BAŞLAMASIYLA NORMALLEŞMENİN HÂKİM OLDUĞU VE PİYASALARDA BU NORMALLEŞMENİN ETKİLERİNİN KADEMELİ ŞEKİLDE GÖRÜLDÜĞÜ BİR YIL OLDU.

2020 yılında başlayan ve 2021 yılında da ekonomik etkilerini görmeye devam ettiğimiz Kovid-19 salgını, 2021 yılı boyunca küresel piyasaların gündeminde olmayı sürdürdü. 2021 yılının Ocak ayında başlayan ve dünya çapında artan aşılamanın etkisiyle kademeli normalleşme uygulamaları hayata geçirilerek endişeler azalmaya başlasa da Delta ve Omikron gibi ortaya çıkan yeni varyantlar endişeleri besledi ve yeni kapanma kararlarının alınmasına neden oldu. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’deki gelişmeler de 2021 yılında yakından izlendi. Çin’in en büyük gayrimenkul şirketlerinden biri olan Evergrande’nin borçlarını ödeyememesi, hisselerinde sert kayıplara neden olurken, küresel kriz endişeleriyle uzun süre piyasalar üzerinde etkili oldu. Normalleşmenin hâkim olduğu 2021 yılında küresel piyasalar enflasyon endişeleri ile genel olarak dalgalı bir seyir izlerken, ülke ekonomileri toparlanmaya işaret etti. 2020 yılını %3,1 daralma ile tamamlayan dünya ekonomisinin toparlanmanın etkisiyle 2021 yılını %5,9 büyüme ile tamamlaması bekleniyor.

ABD ekonomisi, 2020 yılı genelinde Kovid-19 salgınının etkisiyle %3,5 küçülerek 1946’dan bu yana en kötü performansını kaydetmişti. Ülke ekonomisi 2021 yılında ise 2020 yılındaki sert küçülmenin ardından olumlu bir büyüme performansı sergileyerek beklentilerin üzerinde %5,7 büyüdü. Böylece ülke ekonomisi 1984’ten bu yana en yüksek yıllık büyümeyi kaydetti. 2022 yılında ise, ABD ekonomisinin %4 büyümesi bekleniyor.

2021 yılında toparlanma ile birlikte istihdam verilerinde de iyileşme kaydedildi. 2020 Nisan ayında %14,8 ile rekor yükseliş kaydeden işsizlik oranı, 2021 yılı başında %6 seviyelerinde iken, 2021 yılı son çeyrekte %4 seviyelerinde seyretti. İşsizlik oranı Aralık ayında ise %3,9‘a düştü. Böylece veri, pandemi başlangıcından beri ilk defa %4’ün altına geriledi.

Küresel tedarik zincirindeki aksamaların fiyatlar üzerinde oluşturduğu baskı, enerji maliyetlerindeki yükseliş ve tüketici talebinin artması sonucu ABD’de 2021 yılında enflasyonda yükseliş yaşandı ve enflasyon hedef seviye olan %2’nin üzerine çıktı. Yılın sonunda ABD’de enflasyon 39 yılın en yüksek seviyesi olan %7’ye yükseldi. Enflasyonda aşağı yönlü harekette katılık oluşmasında istihdam piyasasındaki açık nedeniyle reel ücretlerdeki artış da etkili oluyor. Enflasyondaki hareket ilk etapta ABD Merkez Bankası (Fed) üyeleri tarafından geçici olarak nitelendirilse de yükselişin devam etmesinin ardından geçici olmayabileceği açıklamaları gelmeye başladı. Fed’in Kasım toplantısında “enflasyonun kalıcı olmadığı” ifadesi “kalıcı olmasının beklenmediği” şeklinde değiştirilirken, Aralık toplantısında ise “enflasyonun geçici olduğu” ifadesi Fed açıklamalarından tamamen çıkarıldı. Ayrıca Fed’in faiz artırımına 2022 yılında başlamasına kesin gözüyle bakılıyor.

Reel Büyüme (y-y, %)

Reel Büyüme

Kaynak: IMF *IMF tahminidir

2020 yılını %3,1 daralma ile tamamlayan dünya ekonomisinin toparlanmanın etkisiyle 2021 yılını %5,9 büyüme ile tamamlaması bekleniyor.

Dünyada ve Türkiye’de 2021

ABD Başkanı Joe Biden’ın 1,9 trilyon ABD Doları tutarındaki Kovid-19 yardım paketi önerisi Şubat ayında Temsilciler Meclisi’nde, Mart ayında ise Senato’da onaylandı. Söz konusu mali teşvik tasarısında, işsizlik yardımı haftalık 300 ABD Doları olarak belirlendi. Öte yandan, kriterlere uyan kişilere de 1.400 ABD Doları nakit para yardımı yapılacağı duyuruldu. ABD Başkanı Joe Biden da salgına karşı hayata geçirilmesi planlanan 1,9 trilyon ABD Doları tutarındaki paketi imzaladı. Biden, söz konusu paketin, bu ülkenin omurgasını yeniden inşa etmekle ilgili olduğu ve insanlara, çalışanlara, orta sınıf insanlarına, ülkeyi inşa eden insanlara bir savaş şansı tanıdığı ifadelerini kullandı. Ayrıca, ekonomik yardım paketinin 7 milyon kişiye yeni iş alanı açacağı açıklamasında bulundu.

Avrupa Kıtası, 2020 yılında Kovid-19 salgınından çok ağır şekilde etkilenirken, günlük vaka ve toplam can kayıplarının rekor seviyelere ulaşması sebebiyle zor bir dönemden geçmişti. 2021 yılında Avrupa’da da aşılamanın etkisiyle toparlanma yaşanmasına karşın son dönemde ortaya çıkan varyantların etkisiyle özellikle Avrupa’da kapanmalar tekrar gündeme geldi. 2020 yılında %6,6 küçülen Euro Bölgesi ekonomisi, 2021 yılı ilk çeyrekte yavaş aşılamanın etkisiyle bir önceki çeyreğe göre %0,3, yıllık bazda %1,3 daraldı. İkinci çeyrekten itibaren karantina önlemlerinin gevşetilmesi ve ekonomilerde yeniden açılmaların başlamasıyla pozitif büyüme oranları yakalayan Euro Bölgesi ekonomisi 2021 yılının tamamında %5,2 büyüdü. Euro Bölgesi’nin 2022 yılında ise %4,6 oranında büyümesi bekleniyor.

Euro Bölgesi’nde TÜFE Aralık’ta artan enerji maliyetlerinin ve tedarik zincirinde yaşanan aksamaların etkisiyle rekor yüksek seviyeye çıktı. TÜFE Aralık’ta yıllık bazda %5’e yükseldi ve verinin tutulmaya başlandığı 25 yılda görülen en yüksek seviyede gerçekleşti. Çekirdek TÜFE de yıllık bazda %2,6 arttı. Bununla birlikte ECB Başkanı Christine Lagarde, enflasyonun bir süre daha hedef seviye olan %2’nin üzerinde seyredeceğine, daha sonra %2’lik hedefe ulaşılacağına yönelik açıklamalarda bulundu. Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’da da enflasyon Aralık’ta yıllık bazda %5,3 ile 1992’den bu yana görülen en yüksek artışı kaydetti.

2020 yılında Kovid-19 salgınının olumsuz etkileri nedeniyle %4,5 oranında küçülen Japonya ekonomisi, 2021 yılında yavaş bir toparlama gösterdi. Devam eden olağanüstü hal önlemleri, artan vaka sayılarının tüketimi sınırlaması ve küresel çip arzı problemleri 2021 yılında Japonya’da büyümeyi yavaşlattı. Bu nedenle ülke ekonomisi 2021’de %1,6 oranında büyüdü. Japonya ekonomisinin 2022 yılında ise %3,2 oranında büyümesi bekleniyor.

Euro Bölgesi’nde TÜFE Aralık’ta artan enerji maliyetlerinin ve tedarik zincirinde yaşanan aksamaların etkisiyle rekor yüksek seviyeye çıktı.

AMERİKA MERKEZ BANKASI (FED) 2021 YILINDA FAİZLERDE DEĞİŞİKLİĞE GİTMEZKEN; KASIM AYINDAN İTİBAREN VARLIK ALIMLARINDA AZALTIM KARARI ALDI.

Kovid-19 salgınının başladığı ülke olan Çin, 1990’dan beri ilk kez 2020 yılı için gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) hedefi koymama kararı almıştı. 2020 yılının tamamında %2,3 büyüyen Çin ekonomisi 2021 yılının ilk çeyreğinde 1992’de üç aylık kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana en hızlı büyüme olan %18,9, ikinci çeyrekte ise %7,9 büyümüştü. Çin ekonomisi üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre %0,2, yıllık bazda beklentilere yakın %4,9 büyüdü. Son çeyrekte yıllık bazda %4 büyüyen Çin ekonomisi 2021 yılının tamamında ise %8,1 büyüdü. Çin ekonomisinin 2022 yılında ise alınan kararlar doğrultusunda bir miktar yavaşlaması ve %5 civarında büyümesi bekleniyor.

2021 yılında merkez bankaları genişleyici para politikalarına çoğunlukla devam ederken 2021 yılı, enflasyona ilişkin endişelerin yoğun olarak hissedildiği bir yıl oldu.

Amerika Merkez Bankası (Fed) 2021 yılında faizlerde değişikliğe gitmezken; Kasım ayından itibaren varlık alımlarında azaltım kararı aldı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise, Aralık ayında Pandemi Acil Alım Programı ile net varlık alımını planlandığı gibi Mart ayı sonunda bitireceğini açıkladı.

2021 yılına ABD Başkanı Biden’ın yeni teşvik paketiyle başlayan ABD ekonomisinde yıl içinde artan enflasyon, varlık azaltımı ve faiz artırımı tartışmalarının başlamasına neden oldu. Böylece Fed, Kasım ayında gerçekleştirdiği toplantısında beklendiği gibi varlık azaltım kararını açıkladı. Fed, varlık alımlarını azaltmaya aylık 15 milyar ABD Doları ile Kasım ayı itibarıyla başlayacağını bildirdi. Aralık ayında ise varlık alımları azaltma miktarını aylık 30 milyar ABD Doları’na çıkardı. Karar metninde enflasyonun pandemi ve tedarik zincirinde yaşanan aksamalar ile yükseldiği belirtildi. Metinden enflasyonun geçici olduğu yönündeki ifadeler ise çıkarıldı. Fed Başkanı Powell, Fed’in, tam istihdam hedefini gözetmesine karşın enflasyondaki tehdidin önümüzdeki dönemde arttığını görmesi durumunda gerekirse faiz artırımına erken gidebileceği açıklamasında bulundu.

Avrupa Merkez Bankası (ECB), 2021 yılında faizlerde ve varlık alım hızında değişikliğe gitmedi ve politika faizini %0, marjinal fonlama faizini %0,25, mevduat faizini -%0,50’de tuttu. ECB, yılın son toplantısında Pandemi Acil Alım Programı’nın Mart 2022’de sona erdirilmesinin ardından, Nisan ayı ile birlikte Varlık Alım Programı (APP) çerçevesinde aylık 20 milyar Euro olan tahvil alım miktarını 40 milyar Euro’ya çıkarma kararı aldı. Açıklamada, APP ile aylık varlık alımının 2022 yılının üçüncü çeyreğinde 30 milyar Euro olacağı, Ekim 2022’de ise aylık 20 milyar Euro’ya ineceği belirtildi. ECB, açıklamasında “Pandemi ile ilgili negatif şokların ortaya çıkması durumunda PEPP kapsamında net alımlar devam edebilir.” dedi. ECB Başkanı Christine Lagarde, enflasyonun kısa vadede yüksek kalacağını belirtirken, 2022’de faizleri artırmalarının muhtemel olmadığı sinyalini verdi.

Japonya Merkez Bankası (BoJ) Haziran ayı toplantısında Kovid-19 pandemisine ilişkin destek programlarının Eylül 2021 ötesine uzatılmasına karar verdi. Son 49 toplantıda faiz oranında değişikliğe gitmeyen BoJ, Aralık ayında gerçekleştirdiği toplantısında temel gevşeme araçlarında değişikliğe gitmedi ve ülkenin salgından zarar gören işletmelerine yönelik ve Mart ayında sona ermesi öngörülen özel desteğini tekrar uzattı. BoJ, büyük işletmeler için daha avantajlı fonlamaları işaret ederek, özel sektör tahvil varlıklarını Nisan ayından itibaren kademeli bir şekilde pandemi öncesi seviyelere indireceğini belirtti. Banka’nın önümüzdeki dönemde de faizi değiştirmesi beklenmiyor.

Avrupa Merkez Bankası (ECB), 2021 yılında faizlerde ve varlık alım hızında değişikliğe gitmedi.

Dünyada ve Türkiye’de 2021

2021 yılı süresince gösterge faiz oranını sabit tutan Çin Merkez Bankası (PBOC), %3,85 olan bir yıl vadeli kredi temel faizini Kasım ayında %3,80 olarak belirledi. Bu, Nisan 2020’den bu yana ilk indirime işaret etti. Bu adım, PBOC’nin Kasım ayı başında, bankalar için 1,2 trilyon Yuan (188 milyar ABD Doları) ucuz uzun vadeli fonu açığa çıkaran, bankaların rezerv olarak tutmak zorunda olduğu miktarı azaltmaya yönelik kararının ardından geldi. 2022 yılında artan gelir eşitsizliği ve emlak piyasasında oluşan balon nedeniyle temkinli bir para politikası uygulaması beklenen PBOC’nin ekonomiye destek olmak için gerektiğinde daha gevşek politikalar da izleyebileceği düşünülüyor.

Koronavirüs salgını nedeniyle ülke ekonomisine destek olmak amacıyla pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankası 2020 yılında faiz indirimine ve parasal genişlemeye gitmişti. 2021 yılında ise merkez bankaları tarafından uygulanan para politikası yakından izlendi. Küresel anlamda artan maliyetlerin getirdiği yüksek enflasyon korkusu, Brezilya, Meksika, Macaristan, Rusya gibi pek çok merkez bankasının faiz artırmasına neden oldu.

Merkez Bankaları Politika Faiz Oranları

Merkez Bankaları Politika Faiz Oranları

Kaynak: Reuters

Küresel anlamda artan maliyetlerin getirdiği yüksek enflasyon korkusu, Brezilya, Meksika, Macaristan, Rusya gibi pek çok merkez bankasının faiz artırmasına neden oldu.

TÜRKİYE EKONOMİSİ, 2021 YILINI ÇİFT HANELİ BÜYÜME İLE SONLANDIRDI.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

2020 yılının ikinci yarısında yaşanan pozitif büyümenin ardından Türkiye ekonomisi 2021 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre baz etkisinin ve stokların katkısıyla pozitif büyüdü. Pandeminin geçen yılın ikinci çeyreğinde başlamasının ardından yaşanan kapanmalar sonucu görülen ekonomideki hızlı yavaşlamanın neden olduğu baz etkisi ise 2021 yılı ikinci çeyrek büyümesinin yıllık bazda çift haneli gerçekleşmesini sağladı. Yılın ikinci çeyreğine kıyasla üçüncü çeyrekte büyümede yıllık bazda gerek baz etkisiyle gerekse dünya genelinde hammadde ve tedarik zinciri kaynaklı aksamaların etkisiyle yavaşlama yaşandı ve Türkiye ekonomisi piyasa beklentilerinin altında büyüdü. Hem küresel bazda hem de yurt içinde enflasyon beklentilerinde yaşanan bozulmanın etkisiyle artan tüketici talebinin, yılın son çeyreğinde büyümeyi desteklemesiyle son çeyrekte beklentilerin üzerinde büyüyen Türkiye ekonomisi 2021 yılının tamamında %11 büyüme oranı yakaladı. Türkiye ekonomisinin 2022 yılında ise %5 civarında büyümesi bekleniyor.

2021 yılında merkezi yönetim bütçesi beklenenden daha olumlu bir performans sergiledi. Yılın ilk yarısında özellikle faiz giderlerindeki artış bütçe açığında yükselişe neden olsa da ikinci yarı da Kovid-19 salgını kaynaklı kısıtlamaların kaldırılması ve ekonomide yaşanan toparlanmanın etkisiyle vergi gelirlerindeki artış, bütçe açığının azalmasını sağladı. Böylece bütçe açığı/GSYH oranı yılı, yılbaşında tahminlenen %3 seviyesinin altında %2,7 seviyesinden sonlandırdı.

Türkiye Reel Büyüme Oranı (y-y, %)

Türkiye Reel Büyüme Oranı

Kaynak: TÜİK

2021 yılında merkezi yönetim bütçesi beklenenden daha olumlu bir performans sergiledi.

Dünyada ve Türkiye’de 2021

Enflasyon, 2021 yılında yükselen bir trend izledi.

2020 yılının tamamında çift haneli seviyelerde seyreden enflasyon, 2021 yılına da yükselişle başladı. Yıl içinde kurdaki gelişmeler, küresel tedarik zincirinde yaşanan aksamaların yarattığı fiyat baskısı, özellikle yaz aylarında yaşanan yangınlar gibi doğal felaketlerin etkisiyle hem tüketici enflasyonunda hem de üretici enflasyonunda son yılların en yüksek seviyeleri görüldü. Yılın ilk dört ayında yukarı yönlü bir seyir izleyen Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mayıs’ta yedi ay sonra ilk defa yıllık bazda düştü. Yaşanan düşüşte Mayıs ayında özellikle hizmet sektöründe yaşanan kapanma etkili oldu. Tam kapanma döneminin ardından Haziran’da açılmaların başlaması ve kurdaki artışın etkisiyle enflasyonda genele yayılan bir artış yaşandı. Yılın ikinci yarısında genel olarak yukarı yönlü bir seyir izleyen enflasyon yılı 2003 bazlı serinin en yüksek seviyesi olan %36,08’den sonlandırdı. Gıda ve enerji gibi kontrol edilemeyen kalemleri içermeyen ve enflasyondaki ana eğilimi gösteren çekirdek enflasyon (C endeksi) yıl sonunda yıllık bazda %31,88 ile 2003 bazlı serinin en yüksek seviyesinde gerçekleşirken, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıl sonunda yıllık bazda %79,89 ile 2001 Aralık’tan bu yana ki en yüksek seviyeye çıktı.

Enflasyon Göstergeleri (y-y, %)

Enflasyon Göstergeleri

Kaynak: TCMB

Yılın ilk dört ayında yukarı yönlü bir seyir izleyen Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mayıs’ta yedi ay sonra ilk defa yıllık bazda düştü.

2021 YILINDA TOPLAMDA 500 BAZ PUANLIK FAİZ İNDİRİMİ GERÇEKLEŞTİREN TCMB POLİTİKA FAİZ ORANINI %14 SEVİYESİNE DÜŞÜRDÜ.

TCMB 2021 yılında politika faiz oranını %14’e indirdi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Mart ayında yaptığı 100 baz puanlık faiz artırımının ardından, Eylül ayına kadar beklemede kaldığı 2021 yılını Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında art arda yaptığı faiz indirimleri ile tamamladı. Böylece toplamda 500 baz puanlık faiz i class="bold"ndirimi gerçekleştiren TCMB politika faiz oranını %14 seviyesine düşürdü.

TCMB 2021 yılında zorunlu karşılıklarda da değişikliğe gitti. İlk olarak Şubat’ta Türk lirası zorunlu karşılık oranları tüm vade dilimlerinde ve yükümlülük türlerinde 200 baz puan artırıldı. Türk lirası zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tesis edilebilmesi imkânı azami oranı %30’dan %20’ye, standart altın cinsinden tesis edilebilmesi imkânı azami oranı %20’den %15’e düşürüldü. Temmuz ayında ise parasal aktarım mekanizmasının etkinliğinin artırılması amacıyla Türk lirası zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tesis edilmesi imkânı azami oranı %20’den %10’a düşürüldü. 1 Ekim 2021 tesis tarihi itibarıyla ise imkân tamamen sonlandırıldı. Kasım’da ise TCMB, Türk lirası zorunlu karşılıkların standart altın cinsinden tesis edilmesi imkânı azami oranını %15’ten %10’a indirdi. Temmuz ayında döviz cinsinden mevduat/katılım fonuna uygulanan zorunlu karşılık oranları tüm vade dilimlerinde 200 baz puan artırıldı. Kasım ve Aralık aylarında 200’er baz puanlık birer artırım daha yapıldı. TCMB ayrıca, 25 Haziran 2021 tarihinde yabancı para mevduat/katılım fonu hesaplarında bulunan ve bu tarihten sonra Türk lirası mevduat/katılım fonuna dönüşen tutarların zorunlu karşılık yükümlülüğünden muaf tutulmasına, Türk lirası cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara, bankacılık sistemindeki toplam mevduat/katılım fonu içinde Türk lirasının payını artırıcı yönde ilave faiz/nema uygulanmasına karar verdi. TCMB Kasım ayında TL cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara uygulanan faiz/nema oranını %12,5’ten %10,5’e indirdi. Yabancı para mevduat/katılım fonundan, TL mevduat/katılım fonuna dönüşüm uygulaması kapsamında ise %18 olarak uygulanan oran %16’ya düşürüldü. TCMB Aralık’ta ise TL zorunlu karşılıklara uygulanan faiz/nema oranını teknik b class="bold"ir düzenlemeyle 100 baz puan indirerek %8,5’e çekti.

Kovid-19 salgınının getirdiği olumsuz etki nedeniyle yılın ilk çeyreğinde yükseliş gösteren işsizlik oranı ilk çeyreğin ardından kademeli olarak gerilemeye başladı ve Kasım ayında %10,9’a düştü.

TCMB Faiz Oranları (%)

TCMB Faiz Oranları

Kaynak: TCMB

TCMB 2021 yılında zorunlu karşılıklarda değişikliğe gitti.

Dünyada ve Türkiye’de 2021

Turizm gelirlerindeki artış 2021 yılında cari dengeye olumlu yansıdı.

2021 yılında Kovid-19 salgını nedeniyle yaşanan kapanmaların ardından serbestleşmenin etkisiyle artan turizm gelirleri, rekabetçi kur, tedarik zincirindeki bozulmaların yarattığı jeopolitik avantajlar ve ihracatın artmasıyla cari açık ciddi oranda daraldı. Öte yandan özellikle geçen yıla oranla enerji maliyetlerindeki yükseliş ithalat üzerinde baskı yaratsa da ihracatın ithalattan daha fazla artması cari açıktaki daralmayı destekledi. Böylece yılın ilk 11 ayında cari açık bir önceki yıla göre %66 oranında azalışla 10,8 milyar ABD Doları gerçekleşti.

Cari dengenin finansman tarafına bakıldığında 2021 yılında portföy yatırımlarından 761 milyon ABD Doları, doğrudan yatırımlardan 7,7 milyar ABD Doları, diğer yatırımlardan ise 19,4 milyar ABD Doları sermaye girişi yaşandığı görülüyor. Söz konusu ortamda net hata noksan kalemi kanalıyla döviz girişi ise 10,5 milyar ABD Doları tutarında gerçekleşmiştir. Böylece yılın başında %3 seviyelerinde beklenen cari açık/GSYH oranı 2021 yılında %1,8 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2022 yılında ise dış ticaret açığının daralmasıyla beraber turizm gelirlerinin pandemi öncesi seviyelerine dönmesi halinde yıllık toplamda cari fazla verilebilecektir.

Kovid-19 salgınının getirdiği olumsuz etki nedeniyle yılın ilk çeyreğinde yükseliş gösteren işsizlik oranı ilk çeyreğin ardından kademeli olarak gerilemeye başladı ve Kasım ayında %10,9’a düştü.

KREDİLERİN TAKİBE DÖNÜŞÜM ORANI YIL BOYUNCA KADEMELİ OLARAK GERİLEDİ VE AĞUSTOS 2018’DEN SONRAKİ EN DÜŞÜK SEVİYESİNİ GÖRDÜ.

BANKACILIK SEKTÖRÜ

2021 yılında geçen yıldan gelen baz etkisiyle bankacılık sektöründe yavaşlama yaşandı.

2020 yılında başlayan Kovid-19 salgınından olumsuz etkilenen reel sektörü desteklemek amacıyla bankacılık sektöründe kredi kullandırımları artmıştı. Ayrıca menkul değerlerde de hızlı bir artış yaşanmıştı. 2020 yılında oluşan yüksek baz etkisi ve artan faiz oranları sonucu 2021 yılında kredilerde ve menkul değerlerde yaşanan yavaşlama sonucu aktiflerin yıllık artış hızında da belirgin bir düşüş yaşandı. Böylece 2020 yıl sonunda %36 olan aktiflerin yıllık artış hızı üçüncü çeyrekte %17,4’e geriledi. Kredilerin yıllık artış hızı 2020 yıl sonundaki %34,7’den üçüncü çeyrekte %13,6’ya, menkul değerler portföyünün yıllık artış hızı ise 2020 yıl sonunda %54,7’den üçüncü çeyrekte %13,7’ye geriledi. Yıl sonunda ise kurda yaşanan hızlı artış sonucu, yabancı para kalemlerdeki yükselişin etkisiyle yıllık artış hızlarında sert bir yükseliş yaşandı. Böylece aktifler yılı %50,9, krediler %37,04, MDP ise %44,4 artışla tamamladı. Geçen yıldan gelen baz etkisi ve BDDK’nın ödemesi geciken kredilerin takip hesaplarına aktarılma bekleme süresini 90 günden 180 güne çıkarması uygulamasının sürmesinin etkisiyle takipteki alacaklarda Ekim’e kadar düşüş yaşandı. Uygulamanın kısmi olarak kaldırılmasıyla TGA’nın yıllık artış hızı Ekim’de tekrar pozitife döndü. Bununla birlikte TGA’da yıl içinde yaşanan düşüşün etkisiyle kredilerin takibe dönüşüm oranı yıl boyunca kademeli olarak geriledi ve yıl sonunda %3,16 ile Ağustos 2018’den sonraki en düşük seviyede gerçekleşti.

Krediler (kurdan arındırılmış, y-y, %)

Krediler

Kaynak: BDDK

Kredilerin yıllık artış hızı 2020 yıl sonundaki %34,7’den üçüncü çeyrekte %13,6’ya geriledi.

Dünyada ve Türkiye’de 2021

2021 yılında mevduatlar toplam pasifler içindeki ağırlığını korudu.

2020 yılından gelen baz etkisi pasif kalemlerde de belirleyici oldu. 2021 yılında mevduatlar sektörün ana fonlayıcı kalemi oldu. Mevduatların yıllık artış hızı 2020 yıl sonundaki %34,6’dan üçüncü çeyrekte %19,2’ye gerilerken, yıl sonunda kurdaki artışın etkisiyle tekrar yükselerek %53,5 oldu. Mevduat dışı kaynakların yıllık artış hızı ise 2020 yıl sonundaki %43,3’ten üçüncü çeyrekte %14,8’e geriledi. Yıl sonunda ise kurdaki artış mevduat dışı kaynaklara da yükseliş olarak yansıdı ve mevduat dışı kaynakların yıllık artış hızı %55,9’a yükseldi.

Sermaye yeterliliğinde 2021 yılında düşüş yaşandı.

2021 yılına sektör kârda düşüşle başlasa da yıl içinde kâr artışı pozitife döndü ve yıl sonunda sektör kârı yıllık bazda %54,7 arttı. 2020 yıl sonunda %18,7 gerçekleşen sermaye yeterliliği rasyosu yıl içinde aşağı yönlü hareket ederek 2021 yıl sonunda %18,3’e geriledi.

Sermaye Yeterliliği Rasyosu (SYR)

Sermaye Yeterliliği Rasyosu (SYR)

Kaynak: BDDK

2021 yılına sektör kârda düşüşle başlasa da yıl içinde kâr artışı pozitife döndü ve yıl sonunda sektör kârı yıllık bazda %54,7 arttı.