TÜRKIYE VAKIFLAR BANKASI TÜRK ANONIM ORTAKLIĞI
31 ARALIK 2013 TARIHI İTIBARIYLA HAZIRLANAN
YIL SONU KONSOLIDE OLMAYAN FINANSAL RAPOR
(PARA BIRIMI: TUTARLAR BIN TÜRK LIRASI (“TL”) OLARAK IFADE EDILMIŞTIR.)
Risk yönetimi hedef ve politikaları
Mevcut risk yönetim sisteminin ve kurum çapında risk kültürünün, değişen faaliyet ortamı ve risk algısına paralel olarak geliştirilmesi; ulusal ve
uluslararası kabul görmüş en iyi risk yönetimi uygulamalarının kullanılması suretiyle, Bankanın amaç ve hedeflerinin, bir başka deyişle misyon ve
vizyonunun, hayata geçirilmesine katkıda bulunmak ve mevcudiyetinin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamak için gereken risk yönetimi stratejileri
belirlenmiştir.
Bankanın misyonu, kendisine emanet edilen varlık ve değerleri etkin ve verimli yöneterek müşterilerine, çalışanlarına, hissedarlarına ve topluma kattığı
değerleri sürekli artırmaktır. Bu kapsamda, yüksek kalitede varlık yaratarak ve yükümlülükleri iyi yöneterek, yüksek kalitede kazanç elde etmek amacıyla
yapılan tüm faaliyetlerde ileriye dönük risk bazlı bir yaklaşım benimsenmesi esastır.
Bankanın risk yönetimi stratejisi temel olarak, gerçekleşme olasılığı çok düşük dahi olsa etkisi çok yüksek riskler ile yasal risklerden kaçınmak, bankacılık
faaliyetlerinin doğası gereği oluşacak riskleri en aza indirmeye yönelik önlemler almak (riskleri azaltmak), koruma satın alınması, sigorta veya kredi
türevi gibi tekniklerle risklerin 3.şahıslara aktarılması (risk transferi), etkisi ve gerçekleşme olasılığı düşük risklerin kabul edilmesi ilkelerine dayanır.
Riskler, Banka politikalarına uygun şekilde ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak tanımlanmakta, ölçülmekte, raporlanmakta ve yönetilmektedir.
Bu bağlamda yasal limitlerin yanısıra Banka içi limitler konulmuş olup, söz konusu limitlerin güncelliği ve bu limitlere uyum düzenli olarak izlenmektedir.
Kredi riski azaltımı politikaları belirlenmiş ve Yönetim Kurulu tarafından onaylanmıştır. Bunların yanısıra piyasalara ve ekonomik koşullardaki değişimler
izlenerek, olası riskler göz önünde bulundurulmaktadır.
Risk Yönetimi sistemi ve organizasyonu İç sistemler Yönetmeliği’ne uygun olarak tesis edilmiştir.
VIII. Finansal Varlık ve Borçların Gerçeğe Uygun Değeri ile Gösterilmesi
Defter Değeri
Gerçeğe Uygun Değeri
Cari Dönem Önceki Dönem
Cari Dönem Önceki Dönem
Finansal Varlıklar:
Para Piyasalarından Alacaklar
-
-
-
-
Bankalar
2,639,137
1,954,906
2,639,137
1,954,906
Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar
16,288,187
14,127,523
16,288,187
14,127,523
Vadeye Kadar Elde Tutulacak Yatırımlar
5,403,815
4,253,606
5,184,485
4,468,399
Krediler
86,752,217
68,133,039
86,971,951
68,201,257
Finansal Yükümlülükler:
Bankalar Mevduatı
4,162,328
4,157,612
4,162,328
4,157,612
Diğer Mevduat
77,370,486
63,084,678
77,370,486
63,084,678
Alınan Krediler
11,404,812
7,475,483
11,404,812
7,475,483
İhraç Edilen Menkul Kıymetler
6,884,826
2,430,313
6,884,826
2,430,313
Sermaye Benzeri Krediler
1,974,142
1,639,549
1,974,142
1,639,549
Muhtelif Borçlar
2,696,105
2,223,602
2,696,105
2,223,602
Satılmaya hazır finansal varlıklar ve vadeye kadar elde tutulacak yatırımların gerçeğe uygun değerleri, piyasa fiyatları veya bu fiyatın tespit edilemediği
durumlarda faiz, vade ve benzeri diğer koşullar bakımından aynı nitelikli piyasalarda işlem gören benzer menkul değerlerin piyasa fiyatları baz alınarak
saptanmaktadır.
Verilen kredilerin gerçeğe uygun değeri, sabit faizli krediler için cari piyasa faiz oranları kullanılarak ilerideki nakit akımlarının iskonto edilmesiyle
hesaplanmaktadır. Değişken faizli kredilerin defter değeri gerçeğe uygun değerini ifade etmektedir.
Diğer varlık ve yükümlülüklerde ise gerçeğe uygun değer, elde etme maliyeti ve birikmiş faiz reeskontlarının toplamını ifade etmektedir.
Gerçeğe uygun değer ile ölçüme ilişkin sınıflandırma
“TFRS 7 –
Finansal Araçlar: Açıklama”
standardı finansal tablolarda gerçeğe uygun değerleri üzerinden ölçülerek gösterilen finansal araçların gerçeğe
uygun değerlerinin belirlenmesinde kullanılan verilerin önemini yansıtan bir sıra dahilinde sınıflandırılarak gösterilmesini gerektirmektedir. Bu
sınıflandırma esas olarak söz konusu verilerin gözlemlenebilir nitelikte olup olmamasına dayanmaktadır. Gözlemlenebilir nitelikteki veriler, bağımsız
kaynaklardan edinilen piyasa verilerinin kullanılması; gözlemlenebilir nitelikte olmayan veriler ise Şirket’in piyasa tahmin ve varsayımlarının kullanılması
anlamına gelmektedir. Bu şekilde bir ayırım, genel olarak aşağıdaki sınıflamaları ortaya çıkarmaktadır.
152