VKF_FRAT_2018_01_MTB
62 Bölüm I: Sunuş 2018 yılında gelişmiş ülke para politikalarında normalleşme süreci devam ederken, uluslararası ticarete ilişkin korumacılık eğilimlerinin güçlenmesinin etkisiyle finansal piyasalardaki oynaklık seviyeleri artmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde risk primleri yükselirken, net portföy çıkışları yaşanmış, para birimleri değer kaybetmiştir. Yıl içerisinde küresel büyümede sınırlı bir yavaşlama gözlemlenirken, yüksek küresel borçluluk ve ekonomik politika belirsizlikleri yılın son dönemlerinde de devam etmiştir. Tüm bunların yanında jeopolitik gelişmeler ve ülkelerin kendilerine özgü riskleri de yıl boyunca önemli risk unsurları olarak finansal piyasaları meşgul etmiştir. ABD’de yılın ilk aylarından itibaren başlayan dış ticaretteki korumacı eğilimler yıl boyunca devam etmiş, bunun yanında yönetim tarafından Amerika Merkez Bankası FED’e yönelik yapılan değerlendirmeler ülkenin iktisadi politikalarının öngörülebilirliğinin sorgulanmasına neden olmuştur. Fed, yıl içerisinde dört faiz artışı yaparak, bilanço küçültme programını sürdürmüştür. Avrupa’da ise seçim döneminin tamamlanmasına rağmen; İngiltere’nin AB’den çıkış süreci, İtalya’nın yüksek kamu borçluluğuna yönelik endişeler ve yılın son döneminde Fransa’da yaşanan protestolar, bölge üzerinde politika belirsizliği (siyasi belirsizlik) yaratmaya neden olmuştur. Bu süreçte Avrupa Merkez Bankası (ECB) para politikası duruşunu korumuş, geleceğe yönelik sözle yönlendirme ifadelerinde de değişikliğe gitmemiştir. Çin’e uygulanan ticari sınırlamaların etkisiyle ülkede iktisadi faaliyet ivme kaybetmiştir. Diğer yandan gelişmekte olan ülkelerde gerek borçlanma gerekse hisse senedi piyasalarından portföy çıkışları yaşanmaya devam etmiştir. Yıl içerisinde Arjantin, Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye gibi finansal ve makroekonomik kırılganlıkları görece yüksek olan ülkelerin portföy hareketleri üzerinde olumsuz etkiler izlenmiştir. Yurt içerisinde 2018 yılı ilk çeyreğinde para politikasındaki sıkı duruş korunurken, Nisan ayında fiyat istikrarını desteklemek amacıyla ölçülü bir parasal sıkılaştırma yapılmıştır. Mayıs ayında ise piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumları ve enflasyon beklentilerinde süregelen yükseliş nedeniyle para politikasındaki sıkı duruş güçlendirilmiştir. Ayrıca, para politikasının operasyonel çerçevesinde sadeleşme sürecini tamamlamış, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı TCMB politika faizi olmuştur. TCMB fonlamasının tamamı haftalık repo ihaleleriyle sağlanmaya başlanmıştır. Ağustos ayı başında finansal piyasalarda ekonomik gerçeklerle örtüşmeyen fiyat oluşumları hızlanmış, Türk Lirası hızlı biçimde değer kaybetmeye başlamıştır. Bunun üzerine TCMB, piyasaların etkin işleyişini sağlamak amacıyla Türk Lirası ve döviz likidite yönetimlerini destekleyen finansal istikrar odaklı bir dizi önlem almıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı da TCMB ile eş zamanlı olarak birçok önlem almıştır. Finansal piyasalarda gözlemlenen yüksek oynaklık nedeniyle oluşan maliyet yönlü baskılar enflasyon görünümünü olumsuz etkilemiştir. 2018 YILI FAALİYETLERİ Hazine Yönetimi VakıfBank 2018 yılında da sunmuş olduğu müşteri odaklı hizmetleri ve yenilenen teknolojik altyapısı ile Türk bankacılık sektörünün en önemli fon kaynağı olan mevduatta %15,5 büyüyerek toplam mevduatını 179,4 milyar TL seviyesine yükseltmiştir. Toplam Mevduat (Milyar TL) 2018 179,4 2017 155,3 Müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayacak finansal çözümleriyle VakıfBank yanında...
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MzMzNjEw