VKF_FRAT_2018_01_MTB
VakıfBank 2018 Faaliyet Raporu 117 Likidite Riski Banka’nın likidite riski “Likidite Riski Yönetimi Politika Dokümanı” kapsamında yönetilmektedir. Likidite riski yönetiminde temel yaklaşım, sürekli olarak gün içi likidite riskinin takip edilmesidir. Bu amaçla, hem Türk parası hem de yabancı para giriş çıkışları her an kontrol altında tutulmaya çalışılmakta, uzun vadeli nakit akış tabloları oluşturulmakta, geçmiş deneyimlere ve beklentilere dayalı senaryo analizleri ve ani krizlere dayanıklılığı ölçmek amacıyla stres testleri yapılmaktadır. Banka’nın likidite risk iştahı belirlenmiş olup, söz konusu iştah çerçevesinde likidite risk limitleri tesis edilmiştir. İlgili limitler periyodik olarak Banka Üst Yönetimi’ne sunulmaktadır. Banka likidite riskini, Yönetim Kurulu tarafından onaylı Likidite Acil Eylem Planı dâhilinde, olası likidite gereksinimlerini, belirlenmiş aksiyon planları çerçevesinde ve mevcut/muhtemel likidite boşluk analizlerini yaparak güncel bir biçimde izlemekte ve yönetmektedir. Operasyonel Risk Operasyonel risk, yetersiz veya başarısız süreçler, insanlar ve sistemlerden ya da harici olaylardan kaynaklanan ve Yasal Riski de kapsayan zarar etme olasılığını ifade etmektedir. Banka’nın maruz kaldığı tüm önemli risklerinin, kategoriler itibarıyla kapsamlı olarak belirlenmesi, tanımlanması amacıyla oluşturulan ve risklere ilişkin örnekleri içeren ortak bir sözlük olan “Operasyonel Risk Çerçevesi” ile “Operasyonel Risk Yönetimi Politika Dokümanı” kapsamında operasyonel risklerin yönetimine ilişkin çalışmalar sürdürülmektedir. Operasyonel risklerin denetimi, Teftiş Kurulu Başkanlığı ve İç Kontrol Başkanlığı’nca yapılmaktadır. Operasyonel risk yönetimi kapsamında, standartlaştırılmış yaklaşımın uygulanmasına da imkân verecek olan, operasyonel risk kayıp ve potansiyel risk verileri toplanmaktadır. Operasyonel Risk kayıp verileri analiz edilerek risk faktörlerinin tespitine çalışılmakta ve Banka’nın iç sistemler birimleri ile Üst Yönetim kademelerinin dikkatine sunulmaktadır. Operasyonel risk verileri konsolide bazda değerlendirilmekte olup, bu kapsamda Banka bağlı ortaklıklarından düzenli olarak kayıp verileri toplanıp veri altyapısına girilmektedir. İş süreçlerinin analiz edilerek etkin olmayan, yetersiz kontrollerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması için Genel Müdürlük birimlerini kapsayan 2018 yılı “Etki Analizi” çalışmaları tamamlanmış olup, bulgu takip çalışmaları ile güncellenen ve yeni oluşturulan süreçlerin “Etki Analizi” kapsamında değerlendirilmesi çalışmaları devam etmektedir. Yeni ürünlere ilişkin risk değerlendirmeleri, “Yeni Ürün Geliştirme Yönetmeliği” kapsamında yapılmaktadır. Ayrıca “Destek Hizmetleri Alımı Uygulama Usulleri ve Risk Yönetimi Programı” kapsamında destek hizmeti alımlarına ilişkin risk değerlendirmeleri de yapılmaktadır. “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde temel gösterge yaklaşımı kullanılarak solo ve konsolide bazda yıllık olarak hesaplanan “Operasyonel Riske Esas Tutar” rakamları, Banka Üst Yönetimi’ne ve BDDK’ya raporlanmaktadır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan “İtibar Riskinin Yönetimine İlişkin Rehber” doğrultusunda Banka’nın faaliyetlerinden, uygulamalarından, ortaklarından ve çalışanlarından kaynaklanabilecek sebeplerden dolayı ortaya çıkabilecek itibar riskinin tanımlanması, değerlendirilmesi, kontrolü, izlenmesi, raporlanması ve yönetilmesine ilişkin politikaların belirlenmesi amacıyla “İtibar Riski Yönetimi Politikası” 2018 yılında Yönetim Kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe alınmıştır. Kredi Riski Karşı tarafın yapılan sözleşme gerekliliklerine uygun olarak yükümlülüklerini kısmen ya da tamamen yerine getirmemesi halinde kredi riskine maruz kalınmaktadır. Banka’nın kredi riski tanımı, Bankacılık Kanunu’nun kredi tanımını da esas alarak tüm ürün ve faaliyetlerdeki kredi riskini içermektedir. Kredi riski “Kredi Riski Yönetimi Politika Dokümanı” kapsamında yönetilmektedir. Ayrıca Banka, ülke riskini “Ülke Riski Yönetimi Politika Dokümanı” kapsamında yönetmekte olup, dolaylı ülke riski, merkezi yönetim riski, bulaşma riski, makroekonomik risk, dolaylı kur riski ve transfer riskini ülke riskinin temel bileşenleri olarak tanımlamıştır. Kredi portföyünün dağılımı ve yoğunlaşmaları (kredi türü, para birimi, vade, sektör, coğrafi bölge, segment, kredi borçlusu, holding, grup, iştirak), portföy kalitesi (standart nitelikli krediler, takipteki krediler, aksayan krediler, yakın izlemedeki krediler, portföyün derece dağılımları), ülke riski analizleri ve senaryo analizleri kapsamında yapılan değerlendirmeler sonucunda saptanan bulgular ile takibe dönüşüm oranları konusunda yapılan çalışmalar, aylık raporlar ve münferit raporlarla Banka Üst Yönetimi’ne sunulmaktadır. Banka’nın kredi politikası ve ekonomik değişimler dikkate alınarak, kredi yoğunlaşmalarının oluşturacağı riskleri belirlemek ve dengeli bir kredi portföyü oluşturmak amacıyla sektörel, coğrafi, bireysel ve segment yoğunlaşma limitleri 2018 yılında güncellenmiştir. Ek olarak, ticari kredilerin Türk Lirası/yabancı para aylık seyri, ay içerisinde takip hesaplarından ödeme planına bağlanan ilk 10 müşteri ve beklenen zarar karşılıklarının coğrafi bölgeler ve sepetlere göre dağılımına ilişkin tablolar aylık olarak Banka Üst Yönetimi’ne sunulan Kredi Riski Raporları’na dâhil edilmiştir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MzMzNjEw