VAKIFBANK_2017_FAALIYET_RAPORU_TR

BÖLÜM II: YÖNETİM VE KURUMSAL YÖNETİM UYGULAMALARI 92 VakıfBank 2017 Faaliyet Raporu ÖZET YÖNETİM KURULU RAPORU Değerli Hissedarlarımız, Küresel ekonomi 2017 yılına jeopolitik olaylar ve siyasi riskler ile girmiş olsa da özellikle Avro Bölgesinde ortaya çıkan canlanma, küresel ticaret ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler ile ılımlı toparlanmaya devam etmiştir. Bu dönemde önemli gündem maddeleri ABD ve Avro Bölgesi gibi gelişmiş ülke merkez bankalarının parasal normalleşme adımları, ABD’de uygulanması beklenen maliye ve ticaret politikalarındaki belirsizlik, Avrupa’daki siyasi belirsizlik ve Çin’in borç yükünü hafifletme süreci olmuştur. ABD Merkez Bankası (Fed) 2017 yılı Mart, Haziran ve Aralık ayı toplantılarında olmak üzere üç kez faiz artırım kararı alarak politika faiz oranını %1,25-%1,50 bandına çıkarmıştır. Düşük banka kârlılığı, tahsili gecikmiş alacak sorunları gibi finansal sisteme ilişkin kaygıların devam ettiği Avro Bölgesi’nde ise ekonomik aktiviteyi desteklemek amacıyla genişleyici para politikası uygulamalarına devam edilmiştir. ABD ekonomisi 2017 yılında %2,3 oranında büyümüş ancak Trump yönetimi kaynaklı belirsizlikler ülke ekonomisi üzerinde baskı oluşturmaya devam etmiştir. Bu dönemde gelişmekte olan ülke büyümeleri küresel ekonominin büyümesinde önemli katkı sağlamıştır. Ayrıca, 2017 yılı başından itibaren gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akışı da devam etmiştir. İçinde bulunduğumuz ılımlı küresel büyüme ortamında Türkiye ekonomisi 2017 yılının ilk üç çeyreği boyunca sırasıyla, yüzde 5,3, 5,4 ve 11,1 oranında büyümüştür. Yılsonu büyümemizin ise %7’nin üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Bu büyüme performansında, 2016 yılsonu ile 2017 yılı başlarında siyasi otoritenin aldığı yerinde tedbirlerin çok büyük katkısı olmuştur. Özellikle Kredi Garanti Fonu (KGF) uygulamasının başarısı çok önemli bir faktördür. Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan mali disiplini, bu dönemde de ekonomimizin en önemli temel unsurlarından olmuştur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2017 yılında fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek amacıyla sıkı para politikası duruşunu korumuştur. Bu dönemde TCMB, piyasaları fonlamak için ağırlıklı olarak Geç Likidite Penceresi uygulamasını kullanmış olup, Aralık ayında gerçekleştirdiği toplantısında GLP borç verme faiz oranını %12,75’e çıkartmıştır. TCMB bu dönemde kurdaki yükselişe karşı da birtakım önlemler almıştır. Bu doğrultuda Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM) döviz imkânı üst sınırını %60’tan %55’e düşürülmüş ve tüm dilim aralıkları 5 puan aşağı indirilmiştir. Bunun yanı sıra Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine başlamıştır. Bankacılık sektörü ise her zaman olduğu gibi güçlü sermaye yapısını korumuştur. Son dönemde yurt içinde yürütülen makro ihtiyati politikalar, kamu tedbir ve teşvikleri ve KGF kredilerinin etkisiyle kredi hacminde artış yaşanmış ve KGF kefaletinin artan payı ile kredi riski aşağı çekilmiştir. Bu dönemde bankacılık sektörü kredileri %21 oranında artarak 2.098 milyar TL seviyesine çıkmıştır. Ayrıca, 2017 yılında bankacılık sektörü yurt içi ve yurt dışı ihraçlar yaparak kaynak yapısını hem çeşitlendirmiş hem de kaynakların ortalama vadesini uzatmaya yönelik çalışmalarına devam etmiştir. Sektörün mevduatı 2016 yılsonuna göre %17,70 oranında artarak 1.711 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde bankacılık sektörünün ihraç ettiği sermaye benzeri krediler ile sektörün yasal

RkJQdWJsaXNoZXIy MzMzNjEw